[RÖPORTAJ]
" GAZETECİ TOPLUMUN AYNASIDIR "
Pınarhisar Yazı İşleri Müdürü Gülcan Kutlu ile bol kahkahalı bir röportaj gerçekleştirdik. Bize hayatı ve gazetecilik hakkında anlattıkları ufkunuzu genişletecek ve yol bile giderken etrafa daha dikkatli bakmanızı sağlayacak.
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Üniversite okumadınız yani?
Hayır okumadım. Alaylıyım yani :) şu anda da Pınarhisar Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğünü yürütüyorum.
Gazeteciliğe ilk ne zaman başladınız? Sizi gazeteci olmaya iten şey neydi?
Beni gazeteciliğe iten şeyi şöyle söyleyebilirim. Ben sosyal bir insandım, hem esnaf olmamdan dolayı hem de sosyalliği seven, çok gezen bir insandım. Türkiyeyi ve yurt dışını çok gezdim. Yazmayı okumayı çok seviyorum ne bulursam okuyorum, mesela şu anda okuduğum İlçe Tarım Müdürünün yazdığı basit bir kitap ama basit bir kitap deyip okumamazlık yapmıyorum. Ne kapabilirim, ne öğrenebilirim diye okuyorum. Yazım konusunda ben Fen Lisesi mezunuyum ama edebiyatım çok kuvvetliydi. Hatta bir Orman İşletme Müdürümüz vardı. Senden başka kompozisyon yazan yok mu derdi, çünkü birinci hep ben olurdum. Bunlar tamamen bir etken arkadaşlarımın desteği, beni buraya bir günde getirdi. Hatta bir gün değil bir saatti düşüneyim saat 7-8 civarıydı, konuyu konuştuk. Sabah 9.47' de Yeşilyurt Gazetesinin sahibi beni aradı. "Kursa katıldın katıldın, geldin geldin gelemedin böyle bir imkanı bulmak çok zor" dedi ve ben otobüsü durdurup geldim, kursa başladım.
Aile ve yakınlarınızın tepkisi nasıldı bu konuya karşı?
Ailem zaten benim sosyal yaşamıma alışıktı. Hiç sıkıntı yapmadılar. Köyden gelme olmamıza rağmen annem ve babam gerçi Trakya insanı bile böyledir, köylü insan bile bilinçlidir. Aksine çok desteklendi, hala da arkamdalar.
Peki gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Bunu tek cümle ile açıklayabilirim. Gazeteci toplumun aynasıdır. Bu kadar.Pınarhisar gibi küçük bir yerde haber bulmakta zorlanıyor musunuz?
Hiç bir şekilde zorlanmıyorum. Dikkatli bakarsanız haberleri mutlaka görürsünüz. Ama bakmazsanız yanınızdaki en büyük haberi bile göremezsiniz.
Burada bir ödevleri için haber bulamayan bir çok arkadaşımıza, haber bulmaları konusunda yardımcı oldunuz, elbette ki aramızda çok büyük bir bakış açısı farklılığı var ama sizce en temel farklılık nedir?
Ben de çok büyük bir görsel hafıza var. Görsel zeka ve kıyas sayesinde. Mesela şimdi buradan geçerken bir yol yapılmış, sizler sadece yol diye bakarsınız. Ben gerekirse kaldırım taşlarını bile sayarım, farkımız burada siz bakarsınız ben görürüm. He siz ilerde bunu kazanacaksınız tabi ki ama zamanla. Bakmak ve görmek arasında büyük fark vardır. Gazetecilik budur zaten görmektir, en küçük bir ayrıntıyı en küçük bir cümleyi hatta tek kelimeyi. Size şöyle bir örnek vereyim bir olay vardı şu an çok açıklayamayacağım çünkü adli yönü hala devam ediyor. Bir olay ihbarı aldım, gittim oraya fotoğrafladım ve tek bir ayrıntı, şahısların hangi bölgeden olduğunu ortaya çıkaran tek bir ayrıntı vardı ve onu ben buldum. Ayrıntı çok önemlidir.
Bize Pınarhisar Gazetesini ve Pınarhisar halkının gazeteye bakış açısını anlatabilir misiniz?
Ben Pınarhisar Gazetesine ilk başladığım zaman Zortul Medya Grubu, Pınarhisar gazetesini satın aldığında burada bir Pınarhisar gazetesi vardı. Ben ona istinaden bütün çalışmalarımı devam ettirdim ve doğru yol olduğuna eminim çünkü şu an onun meyvelerini alıyorum. Sadece adı Pınarhisar Gazetesi idi, çünkü Pınarhisar Gazetesi adı altında sağdan soldan toplanan haberlerle bir gazete çıkarılmış burada bir kaç yıl boyunca o yüzden vatandaşların okuma oranı sıfır "Aa Pınarhisar Gazetesi aman" diyorlardı. Ama ben cümleye istinaden hiç yılmadım, Pınarhisar'ın taşını toprağını haber yaptım ilgiyi yavaş yavaş çekmeye başladı. Ben bir fotoğraf çekeceğim zaman insanlar "Beni çekme" diyorlardı, ama şu anda yaşlı amcam gelip "Kızım beni de çek beni de koy gazeteye" diyor. Tabi bunun yanında ulusal olarak önemli bir gelişme oluyorsa bunu da koyuyoruz. Önemli olan burada vatandaşı okuyabilmek.
Hiç bu haberi yaparken çok zorlanıyorum dediğiniz haberler var mı?
Benim hayatımda en zorlandığım haberler ölüm haberleri çünkü ölümden korktuğumdan değil. Kırklareli bölgesinin yüzde 50'sini ben tanırım yüzde diğer 50'si de beni tanır. Yani tanımadığımız insan çok azdır, bu yüzden birinin ölüm haberini yaptığımız zaman bu bölgedense bir de farklı şekilde vefat ettiyse örneğin kaza ya da intihar gibi filen olduysa biraz da duygusallığa giriyorsun herhalde insanları üzmemek adına o haberlere çok girmemeye çalışıyorum tabi çok özel bir olay değilse örneğin, Demirköy de 4-5 yıl önce bir intihar olayı oldu. O haberi bir ben yaptım bir de başka bir gazeteci arkadaşımız olay hakkında tam bir bilgi toplamadan kulaktan dolma bilgilerle yaptı. Söylemlere dayalı haberi yaptığı için için ailenin büyük tepkisini çekti. Ben ise o tür olaylar olsun farklı olaylar olsun asla söyleme dayalı haber yapmam, gerçeği tam olarak öğrendikten sonra haberi yaparım. Bu yüzden ölüm haberlerinde zorlanıyorum.
Sizce yerel gazetelerin sorunu nedir?
Yerel gazetelerin bu bölgedeki en büyük sorunu okumak diyorlar ama bizim vatandaşımız okuyor. Yerel gazeteleri okuyor. Maddi olarak bölgemizin yapısından dolayı çok reklama düşkün insanlar değil. Kendi kabuğunda yaşayan insanlar, bütün ticaretle uğraşanlar "benim reklama ihtiyacım yok" diye düşünür.Tabi bizim için sıkıntı yok çünkü biz resmi ilan alıyoruz, ama diğerleri reklam alamadıkları için gelir bulmakta çok zorlanıyorlar. Bu yüzden en büyük sıkıntı bu.Yerel gazeteciler görevini yapabiliyor mu?
Ben kendi açımdan söylemem gerekirse yeter ki bir haber olsun her türlü yaparım. Girilmeyecek yerlere de girerim, hangi makamdan olduğu önemli değil, sorulması gereken her şeyi sorarım yeter ki haber olsun onu mutlaka yaparım diğer gazeteci arkadaşlar hakkında pek bir şey söyleyemem ama hepsi iyi niyetli ve yapıcı arkadaşlardır. Biz yerel gazeteciler bu bölgenin çıkarlarını koruyabilecek haberler yapmaya çalışıyoruz. Bundan önce ki Murat Kaymakamımız vardı. O hep "Siz bize hatalarımızı göstereceksiniz ki, biz düzeltebilelim, biz her şeyi göremeyiz." şu an ki kaymakamımız da aynı şeyi söylüyor. Bizde elimizden geldiğince görevimizi yapıyoruz.
Yerel Basın olarak, Ulusal basına bakış açınız nedir?
İşte şimdi zor bir soru sordun. Aslında yerel basınla ulusal basın arasında hiç bir fark olmamalı ama ulusal basın çok farklı bir sektör, yerel basın çok farklı bir sektör. Ben ulusal basının içinde hiç olmadım, olmam istendi ama ben istemedim. Yereli tercih ettim. Ulusal da haber konusunda sıkıntı çekiyor ama bu da bir süreç geçecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder